PARAMIZLA REZİL Mİ OLALIM?

0
562

PARAMIZLA REZİL Mİ OLALIM?

Mavi
Paramızla Rezil mi Olalım?

Paramızla rezil mi olalım? Alışveriş ahlakını yerle bir eden sihirli cümle.

Bir gün pek de hoşlanmadığım “kişisel gelişim” kitaplarından birine göz atma isteği yaşamıştım. Müşteri ile iletişim tarzında bir konusu vardı. Maddeler halinde “müşteri her zaman haklıdır” cümlesini izah ediyordu. Sadece 1. ve 2. maddesini hatırlıyorum. Çünkü devamını asla okumadım.

Aynen şöyleydi;

a)Müşteri her zaman haklıdır.
b)Eğer gerçekten müşterinin haksız olduğunu düşünüyorsanız, ilk maddeye geri dönün.

Girizgahta, kitabı eleştirir gibi bir hal takınmış olabilirim. Bu yüzden öncelikle özür diliyorum. Hiçbir kitabı eleştirmek haddim değil; (çok istisnalar hariç) çünkü kitapların büyük çoğunluğu bilgi birikimidir, emektir. Yazarından tut, baskıyı gerçekleştiren matbaacısına kadar…

21. yüzyılın neredeyse çeyreğini devirmek üzereyiz. Süper hatta mega alışveriş merkezlerimiz var. Harika dizayn edilmiş mağazalarımız var, ürün çeşitliliği olan marketlerimiz, devasa kapalı pazarlarımız ve semt pazarlarımız var.

Mahalle aralarında bile kurumsal süper marketlerimiz var,  bunlar saymakla bitmez. Ancak halen alışveriş kültürümüz tam oturmadı diye düşünüyorum…

Sıra beklemeyi sevmeyenlerimiz,

Bıkkın tezgahtarlarımız,

Satıcıya kötü davranan insanlarımız,

Müşteriye ego patlatan satış danışmanlarımız,

Müdürleri tehdit edenlerimiz,

Müşteriyi dövenlere kadar (bu en kötüleri) sabaha dek karşılıklı sayarız…

Bütün toplum bu şekilde demiyorum tabi ki;  tenzih edilecek kısım var. Ama ne yazık ki, azınlıkta kalan bir kısım.

Aslında sosyal yaşamın kuralları çok basit.

1)Herkes eşittir
2)Senin haricinde de birileri var. (bencil olma)
3)Kimsenin özgürlüğüne tecavüz etmeye hakkın yok. (unutma ki başkasının özgürlüğünün başlangıç noktası, seninkinin sınırıdır)

Toplumun çoğunluğu bunu uyguladığında, azınlık bir şeyler yanlış gidiyor galiba diyerek, düzelme eğilimine gidecektir diye umanlardanım.

Mesela marketlerde, kozmetik reyonundan aldığın ve gezerken vazgeçtiğin ürünü, şarküteri reyonuna bırakıvermesen,

Üşenmeyip yerine geri bıraksan,

Zaten gece yarısına yakın kapanan marketlerin, kapanış saatlerini daha da uzatmasan, orada çalışan arkadaşlarda evlerine birazcık erken gitse, ertesi gün daha mutlu bir yüz ile karşılaşabilirsiniz…

“Eşek gibi yapacak, parasını alıyor” cümlelerini duyar gibiyim.

Ancak bu cümle ile en fazla kendini düşüren yine insanımızın kendisidir.

Mesela bilmediği bir konuda bilgi almak için satış danışmanından yardım isteyen bir müşteriye, “bu bilmiyor” diye düşünüp, mesleği icabı olan bilgisi ile O’nu ezmeye çalışan danışman arkadaş.

Sende büyük ayıplanıyorsun. O insan senin bildiklerini bilmek zorunda değil. Sen bilmek zorundasın ve sana sorulduğunda söylemekle görevlisin. O yüzden adın satış danışmanı/temsilcisi.

Mesela bayram arifesine bayramlık alışverişini sıkıştırırsan, büyük mağazaların kasalarında sıra beklemek zorunda kalırsın. Eee kasa bu, müşteri ödeme şeklini değiştirecek zaman kaybı olacak, o esnada bir şey görüp ekleme yapacak, aletler elektronik olduğu için arıza yaşayacak;

12 saattir ayakta çalışan personelin ihtiyacı olacak gitmek zorunda kalacak. Yani arka sıralarda bas bas bağırıp, “paramızla rezil mi olalım” sözcüğü ile diğer sırada bekleyenleri de galeyana getirmeyin.

Paranızla rezil olmanıza gerek yok, anlayışlı olun yeter. Deneyin bunu, çalışanların da değiştiğini göreceksiniz.

Test için ufak bir ipucu; bir çay bahçesine gidin, kibarca bir çay isteyin, geldiğinde de teşekkür edin bakın neler oluyor.

Kalın sağlıcakla…

Mavi

canemregündem