Can Emre
DAVOS
DAVOS TOPLANTILARINA BAKARAK GELECEĞİ ANLAMAK
Yaşadığımız dünyada, aslında yaşananların bizler tarafından neden ve sonuçlarının irdelenmeden, sadece medya düzeyinde yine bizlere sunulan, algılatılan şekliyle, kavradığımız çok aşikar. Çünkü dünyayı yöneten sözde elitler, yaptıklarının ortaya çıkmasını istemiyorlar. Gizlilikte bu yüzden. Ve bizlere, cambaza bak diyerek, işlerini yürütüyorlar. Neden böyle? Çünkü, iyi işler yapmıyorlar da ondan.
Gizlilik onlar adına önemli; dünyayı yöneten, yön veren ve bugünkü sistemin başındakiler, dünyayı yıllardır yaşanmaz hale getirip, sistemsel, ideolojik, psikolojik ve siyasi anlamda; çevre, insan hakları, hayvan hakları, doğanın tahribatı, yine radikalleşme, din, terör, korku, küreselleşme. Vs.vs. ile yok ederken, politikalarının da su yüzüne çıkmasını istemiyorlar.
Kim bunlar; bilinen ismiyle ‘Küresel Baronlar’ yani ABD Merkez Bankası FED’ in sahibi 8 Yahudi aile ve onların, alt uzantıları. Yine dünya da parayı yani doları basan, kontrol edenler. Söylenildiği üzere dünyada gayri resmi, dolaşan kayıtsız dolar miktarı, mesela Saddam öldürüldüğünde, sadece onun elindeki rakam, 20 milyar dolardı. Gerisini siz düşünün. İstedikleri zaman, kayıt dışı gizli dolar basabiliyorlar. Ve bu ailelerin tahminen 300 civarında olduğu söylenmekle birlikte, bütün bilgileri sır niteliğinde olduğu için fazla da bilinmiyor, rakamlar.
Kim bunlar derseniz? R&R biladerler, yani Rockshield-Rockefellerler.
Davos, 1954 yılında, Rockefeller ‘in önderliğinde hayata geçirilen yapı ve oluşumun merkezidir. Küresel Baronlar için burası önemlidir. Neden? Gelecek açısından kararlar burada alınıyor, büyük ölçüde. Yine Amerika’da bugün çok önemli konumda olan, Tavistock Vakfının kurucusu da Rockefeller ailesidir.
Burada da, FORD Vakfı devrede ve mali açıdan desteği çok büyük. Keza CIA, İlluminati, Masonlar, düşünce kuruluşlarıda…vs… bunların kontrolünde. Bu gün dünyayı, Amerikan’ın yönettiğini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü algılatılan bu fakat dünyayı Amerika değil Amerika’ yı da, yöneten bunlar. Küresel Baronlar, yani FED ve onun uzantıları.
Küresel Baronlar ya da sözde elitler, yıllardır dünyayı kendi çıkarları uğruna öyle hoyratça kullandılar ki; mesela Çin, küresellerin ucuz işgücü merkezi, hava bakımından, dünyanın en yaşanmaz ülkesi durumunda. Sebep, kontrolsüz büyüme, düşük iş gücü maliyetleri, fabrikalar, kirlenen çevre, artan nüfus vs…
Yine kendi çıkarları uğruna, enerjiye, petrole ve altına ulaşmak için milyonlarca ağaç katleden, denizleri ve nehirleri kirleten, insan hakları, hayvan hakları da dahil tüm olumsuzluklar tamamen bunların ‘Ticari Kaygılarından’ ortaya çıkan, neden ve sonuçlarıdır.
Zaten Amerika, uzak denizlere yine ‘Ticaret Kaygıları’ ile açılarak, bugün emperyalizmin, Ulusal Devlet anlamında, tek temsilcisi olmuştur. Amerika dedim, ama onu da açıklayacağım sizlere. Tabi Amerika değil. Amerika bunlara paravan.
Şimdi bunlar, dünyaya hoyratça davranmalarının bedelini ödeyecekler. Fakat kurunun yanında yaşta yanacak. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne çözüm ararlarsa arasınlar, gelecekte yaşanacak;
Kürsel İklim Felaketine çare bulamayacaklar.
Dünyayı o kadar mahvettiler ve yaşanmaz kıldılar ki, doğa ana aslında dünyamız, onların kendisine hoyratça davranmasına, gereken cevabı da yakın zamanda, yeri geldiğinde verecek. Hem de çok feci bir şekilde. Nasıl bir cevap olacak?
Kuzey Kutbunda buzulların erimeye başlaması ile birlikte bugün tetiklenen Küresel İklim Felaketi, Küresel elitlerin yaptıkları işlerle, bozdukları ve yaşanmaz kıldıkları dünya, şimdi onlara bu vahşice işledikleri cinayetlerin hesabını sormak için harekete geçmiştir.
Hatta Norveç, erimeye başlayan ilk buzul parçasının anısına, o anı plaketleştirmiş, çerçeveletip asmıştır.
Peki DAVOS bunun neresinde?
1954’te David Rockefeller tarafından kurulduğundan bu yana, her yıl olduğu gibi, yapılan toplantılarda, dünyanın geleceği burada tartışılır. Küreselci elitlerin, Baronların, Bilderberg toplantılarıdır bunlar. Ne konuşulur? Neler planlanır?
Kimler katılır?
Mesela; 2019’da 23 ülkeden yaklaşık 130 misafiri ve aralarında, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Hollanda Kralı William Alexander, Goldman Sachs’ın başkanı, Dünya Ekonomik Forumu başkanı, eski CIA ve İngiliz MI6 yöneticileri, ana petrol şirketlerinin başkanları (British Petroleum, Shell, Total), uluslararası bankaların başkanları (Goldman Sachs, Deutsche Bank, Santander, Lazard, KBC, Credit Suisse), Küresel medyanın CEO’ları ve editörleri (Turner, The Wall Street Journal, The Washington Post, The Economist, Bloomberg, PRISA); Google ve Facebook’un üst düzey yöneticileri, Ford Vakfı başkanı, UNESCO genel müdürü, Donald Trump’ın danışmanı ve damadı ultra Siyonist Jared Kushner ve diğerleri…
Neler görüşüldü/görüşülür?
1-İstikrarlı bir Stratejik Düzen.
2-Avrupa’da sırada ne var?
3-İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik.
4-Çin.
5-Rusya.
6-Kapitalizmin Geleceği.
7-Brexit.
8-Yapay Zeka etiği.
9-Sosyal Medyanın silahlaştırılması.
10-Uzayın önemi.
11-Siber saldırılar.
12. Küreselleşme
13. 4.Sanayi devriminde yeni düzen….
Davos demiştik.!
2019’da dünyanın geleceği konuşuldu. Robotik insan ve daha sonra gelecek yüzyılda, insanımsı robotlar….İnsan görünümlü, düşünebilen yapay zekalı, insanlar yani ‘robotlar’ olacak.
Neden?
Nedeni basit.
Dünyamızda, biz insanlar gibi hızla yaşlanıyor, o nedenle artan nüfus, kaynakların azalması, verimsiz kullanılması, ekilecek toprakların betonlaşması, doğanın tahrip edilmesi, nüfus artışı ile birlikte, verimli toprakların ve değerli su kaynaklarının tükenmesi…vs. ve uzayın bile, çöp haline dönmesini katabiliriz bu erimeye ve çökmeye. Gelecekte, dünya yaşanmaz bir yer olacak. Gelecek nesiller adına çok üzgünüm, çok.
Çünkü bunlar, dünyanın eko sistemi bozdular…
Mesela Çin. Hava kirliliği açısından felaketi yaşıyor… vb. gibi. Şimdi Davos’ta dünyanın geleceği konuşulurken, aynı zamanda;
Yeni Dünya Düzeni, New World Order tartışılıyor…
Roma’da Arenalarda, köleleri dövüştürürler, sonunda hayatta kalan tek bir köleyi bağışlardı imparatorlar. Bugünün Kralları ‘da Küresel Baronlar, aldıkları kararlar ile Davos’ta, gelecekteki dünyayı tasarlıyorlar.
Köleler ölmeli ki, onlar yaşasın. Köleler ölmeli ki dünyanın toprağı, suyu, havası onlara yetsin. Köleler ölsün ki, dünya nüfusu azalsın. Köleler ölsün ki, sadece dünya nimetlerini bunlar kullansın.
Şaşırmayın ama böyle.
İşte DAVOS, aynen eskiden köle pazarlarında yaşanan, insanlık dışı muamelenin, bugünkü versiyonudur. Güçlü olanlar kalacak, güçsüzler ölecek. Maalesef…
Niye böyle? Niye savaş?
ABD’nin 2004 güncellediği ve Başkan Bush’un açıkladığı, bizimde sözde eş başkanı olduğumuz BOP, yani Büyük Orta Doğu Projesi, bugün Orta Doğuda dökülen kanın, vahşetin, değişen coğrafyanın tek sorumlusudur. Nokta.
Niçin?
Küresel İklim Felaketi olduğunda, Kuzey Kutbundaki buzullar erimeye başlayacak, ardından golfstrim sıcak-soğuk su akıntıları ile yükselen denizler, okyanuslara kıyısı olan devletlerin; yaşanabilir, ekilebilir, topraklarını sular altında bırakacak, işin en acıklı yanı ise yaklaşık tahminen, 2 milyar insan hayatını kaybedecek olmasıdır.
O nedenle; petrol, enerji, değerli madenler, verimli topraklar ve değerli su kaynaklarının yanında, aslında en önemlisi, gelecek adına yaşanacak, bölgenin inşası için uygulamaya konulan politikadır, BOP…Bile bile lades gibi, bile bile cinayet. Ne adına? Kendi gelecekleri adına.
Ve bir şey daha eklemeliyim. BOP, Küresel Baronların, insanları yok etme ve yıkım savaşı olmasının yanında, esas savaş; Kuzey Kutbunda, buzulların büyük bir çoğunluğunun erimesinden sonra, yine bugün buzullardan dolayı, insan eliyle çıkarılamayan, enerji kaynaklarının, su yüzüne çıkarılması, paylaşılması ve kontrol edilmesi için başka bir savaş daha yaşanacaktır.
Yine en can yakıcı yönü, insanları etkileyecek, hatta yok edecek olmasıdır. Yüzyıllardır buzulların altında yatan virüsler, mikroplar, yada mikro organizmalar, bu nedenle ortaya çıktığında, bugünden daha kötü bir durumun yaşanması, ihtimaller arasındadır. Yani kötü sona doğru gidiyoruz.
Pandemi nin değişik versiyonu, bizi bekliyor olacaktır.
Bu kesin.
Şu anda Kuzey Kutbunda, Rusya’nın 32 devasa buz kıran gemisi, Amerika’nın da çeşitli üstleri, gemileri, halen orada faaliyetlerini sürdürmektedir. Dünyanın tavanı da kaynamaya başladı şimdiden. Altta yatan enerji ve bilinmeyen virüsler, savaşı daha da, şiddetlendirecektir. Ve sonuçta, Kuzey Kutbunda buzulların erimesi ile birlikte oluşacak bilinmezlik ve kaos sonunda, dünyada en kötü bu yüzyılın sonunda, ikinci kez ‘Kavimler Göçü’ yaşanacaktır.
Peki, neden Orta Doğuda savaş var? Esas mesele de bu?
Sıkı durun; BOP özellikle Küresel Baronlar ve onların uzantıları için yeni yaşam alanları, tesis etmek için ortaya çıkmıştır. Nasıl? Bugün Orta Doğu’da yaşanan vahşet ve savaş, sözde din, enerji, verimli topraklar ve değerli su kaynakları için yapılsa da, altta yatan ikinci bir hatta tek gerçek; Küresel İklim Felaketi sonrası Yeni Dünya Düzeni için, Küresel elitlerin yaşaması için tasarlanacak bölgenin, bugünden temizlenmesi ve inşası içindir. Bakmayın sözde bölgede, din savaşlarının yaşandığına?
Nereyi kapsıyor? Mezopotamya topraklarını. Yani, bizi de içine alan devasa bir alan. Ulus Devletlerin yıkılıp, yerine yönetilebilir kantonların kurulmasını kapsar yaşamsal olarak. Bizde BOP’ un listesindeyiz. Ama birde eş başkanıyız? Nasıl oluyorsa? Nasıl bir paradigma?
Biliyorlar ki onlar, biz insanoğlunun, dünya dışında yaşaması mümkün değil, hatta imkansız. Nasıl taşıyacaksınız dünya dışına 40.000 (kırk bin) bitkiyi, tohumu, hadi taşıdınız diyelim, olmaz da; nasıl sağlayacaksınız bunlara dünya ortamını? O nedenle bunlar bu dünyadan, başka gezegene gidemeyeceği için sen ölmelisin ki, onlar yaşasın. Sen ölmelisin ki, bunların gelecekleri kurtulsun, modundalar bugün. Köleler her zaman ölür. Köleler, köleliğin haricinde hiçtir…
Burada insanları/insanlığı düşünen yoktur. İnsanlar ölmelidir ki bunlar yaşasın. İnsanlar ölmelidir ki, dünyanın toprağı, suyu, besini bunlara yetsin. Çünkü kontrolsüz büyüme, çoğalma ve doğum Küresel Baronlar için risk. Çünkü onların yaşadıkları dünyadan, alacakları payların düşmesine, azalmasına hatta erimesine neden olacağı için, bu gün Orta Doğuda, Küresel İklim Felaketi sonrası yaşanacak yerin, toprakların, paylaşılmasını istemeyenler, o yüzden DAVOS’ ta planlar yaparak, kendileri haricindeki dünya insanlarına yaşama hakkı tanımıyorlar.
Her taraf kan. İnsan başka bir insana, bunu yapar mı? Çünkü gelecekte dünyayı, susuzluk, topraksızlık, iklimsel düzensizlik ..vs.. beklediği için, bunların yanında, insan hayatının ne hükmü var? Yok.
Zaten insanı/insanlığı düşünmüş olsalar, silah üretmezler, din ve mezhep çatılması yaratmazlar, insanları dil, din, renk, ırk, siyah-beyaz ayrımına sokmadan, güllük gülistanlık yaşanırdı. Tek sebep, bunların açgözlülüğü ve dünyanın sahibi olarak, kendileri görmeleridir.
Tabi para ile hükümdarlıklarını sürdürmek. Küresel İklim Felaketi, Davos, Pandemi de; yukarıda saydığım neden ve sonuçların eseridir.
Küresel İklim felaketi yaşanacak, Davos’ta toplantılar yapılacak, insan nüfusunun ileride, yetersiz kaynaklardan dolayı azaltılarak, az sayıda insan olması planlanacak, yine insan yerine, ama insan gibi düşünen, çalışabilen bire bir kopyası, emirleri uygulayan, robotlar yapılarak, yani mekanikleştirilerek, toprağa, suya, havaya, yemeğe…vs… ihtiyaç duymayan, bugün robotlar, diğer gelecek yüzyılda ise robotumsu insan modelleri, iş hayatında da çalışmaya başlayarak, bir çok meslek grubunun da, sonlanmasına neden olacaklardır.
O nedenle, Davos önemli bir merkezdir. Davos ta alınan kararlara bakarak, geleceği görmek, insanların canını acıtmaktadır. Yani köleliğin planlandığı yerdir Davos toplantıları. Bakar mısınız maddelerine? Ne kadar acı!
Birde Amerika meselesi vardı değil mi?
Evet; Amerika’ yı Amerika değil FED yönetiyor. Nasıl yani? Biliyorsunuz Amerika’nın parasını yani dolarını, Amerikan Devleti basmıyor. 8 Yahudi ailenin oluşumundan kurulan, Federal Rezerv ‘Amerikan Merkez Bankası’ özel banka basıyor. Onun da nasıl katakulli ile Amerikan Merkez Bankası olduğunu yazacağım. Yine bu R&R biladerlerin oyunlarıyla hatta uzantılarıyla. Bir gece de yasalaştı!
Neden Amerika yönetmiyor Amerika’yı? Amerika, dünyanın neresinde olursa, kendisine yönelecek en küçük bir tehlikeyi, bertaraf edecek güçte değil mi? Evet doğru, öyle. En güçlü silahlara sahip değil mi? Evet doğru. Ordusu büyük ve çok güçlü değil mi? Evet. Zaten öyle olması gerektiği için, öyle. Nasıl bilmece gibi anlatıyorsunuz demeyin? Zaten bilmece. Cambaza bak gibi…
Amerika, Kıta’lar arası operasyon yapar, asker gönderir…vs. bunun için paraya ihtiyacı olur. Ama para basma yetkisi Amerika’da değil, yukarıda ‘antin kuntin işlerle’ Amerikan Devletine, para basma yetkisine sahip olan FED, ‘Federal Rezerv’ hükümete, değerli tahvil karşılığında dolar basar ve verir. Yani Amerika FED’ e borçlanır.
Ne kadar, kıtalar arası müdahale ve savaş o kadar borçlanma demektir. FED’ de bunu ister. Amerika, hem kartal gibi oradan oraya uşsun, dalsın çıksın ve bizden para istesin bizde basalım, Amerika’yı kendimize köle yapalım derler. Sonuçta Hükümet dolar karşılığında FED’ e verdiği tahviller ile borçlandığı için onlarda FED’ e köle olurlar.
Kısacası bunlar Küresel Baronlar, ellerindeki yeşil kağıt yani dolar ile Amerikan devletinin gücünü, silahını, askerini, kullanmaktadır, kendi gelecekleri adına. O kadar büyük bir yapıyı ve parayı birilerinin koruması gerekir, o kovboyda Amerika’dır.
Hatta ABD hükümeti ile Pentagon arasındaki rekabet ayyuka çıkmıştır. ABD Devleti kendi parasını basmak istese de, geçmişte Kennedy suikastında olduğu gibi, ayrıca Abraham Lincoln ‘köleliği kaldırmak, Başkan James Garfield, Başkan William McKinley suikasta kurban giderken, aslında olayların Amerikan Devletinin, artık kendi parasını yani dolarını, kendi basma isteğinin, neden ve sonuçlarıdır. Ama tüm bunlara rağmen; para basma yetkisi yine FED’ te dir.
Sonuç olarak;
Davos Amerika’nın değil, Amerikan doları basma yetkisini, elinde bulunduran ailelerin, yani ‘Küresel Baronların’ toplandığı özel bir oluşumun tasarlandığı yerdir.
Bugün yaşananlara bakarak, Amerika şöyle, böyle yapıyor demekten öte, Amerika’yı yöneten Küresel Güçler ne istiyorlarsa, Hükmet te, onu yerine getiriyor. Ne kadar çok savaş, kıtalar arası müdahale, asker göndermek, ve Orta Doğuda süregelen savaş, Küresel Baronların hep lehine yazıyor.
Silahı üreten bunlar, savaşı tetikleyen bunlar Amerika’ya dolar basıp, Amerikan tahvili alarak halkının borçlanmasını sağlayanda bunlardır. Merkezleri Nevada dır. Bu süreç, Amerika’nın topraklarının; Küresel İklim Felaketi ile sular altında kalmasına kadar böyle devam edecektir. Zarlar hileli, kağıtlar sahtedir!
Fakat; Amerika batacak, siyah-beyaz çatışması olacak, içerde kazan kaynıyor, siyasi ve dinsel çatışmalar olacak, halk ayaklanacak…vs.vs. gibi sözler, hatta kitaplar yayınlanıyor. Bunlara itibar etmiyorum. Küresel Baronlar, Amerika’yı, ordusunu, askerini, NATO, CİA, FBİ, Tavistock…vs.vs. yine dolar basma yetkisi ile Amerika’yı bu yüzyılın sonuna kadar kullanacaktır. Bölgeden ayrılana yani Küresel İklim Felaketi Amerika’yı vurana kadar.
Yok; Amerika’da siyah beyaz çatışmasıymış, şu olacakmış bu olacakmış, gibi sözlere itibar etmeden, Amerika batıyormuş gibi sözlere gülüyorum. Neden? Amerika dünyanın neresinde olursa olsun, kendisine yönelecek en küçük tehdidi anında, saniyeler içinde, bertaraf edecek güçteyken, içerde siyah-beyaz çatışması, insan hakları ihlalleri vs. gibi olayları anında bastırır, bastıramazsa zaten, Amerika Amerika, değildir. Boş düşünceler olarak görüyorum bunları.
Evet; Amerika batacak bu doğru ama insan eliyle değil. Özellikle çıkarları uğruna dünyayı mahfeden, yaşanmaz kılan, bu küresel baronların yok ettiği dünyayı, ‘dünya’ bu kez onların başlarına yıkacak….Batıracak…
Yoksa Amerika, bu şekilde denizlerin buzulların erimesi ve yükselmesiyle toprakları, sular alında kalıncaya kadar, Kuzey de, emperyalist düşüncelerini hayata geçirmek için varlığını sürdürecektir. Eski adıyla SSCB şimdi Rusya diye sözler duyuyorum. Yok, siz hiç SSCB/Rusya’ nın ABD ile kavga ettiğini gördünüz mü, duydunuz mu? Hayır.
Çünkü onlar ikiz kardeştir. Anladınız siz! Emperyalist düşüncelerini sürdüren Amerika değil, Amerika’yı yöneten Amerikalılar, yani ruhlarını şeytana satmış, gözü dönmüş bir avuç sadist ruhlar yani Küresel Baronlardır.
Hani Pandemi? Hani Covid diyorsunuz değil mi? Anlattım ya size yukarıda. Bugün Covid-19 evet, tehlikeli bir virüs ve öldürücü. Sosyal medyada bugün ‘maske takmıyorum, oksijen almak istiyorum’ diyenlere bakmayın siz. Takmazsanız oksijen almayacaksınız çünkü öleceksiniz.
Bunlar yeni oyunlar. Siz takın, korunun ve kedinize dikkat edin. Bu şuna benziyor, çocuk istemiyorsunuz ve hamile kaldınız, doktora gittiniz o da size prezervatif kullanıp, kullanmadığınızı sordu sizde hayır kullanmadık dediğinizde ne diyecekse; Covid-19 için maske takmayanlara da doktorlar aynı şeyi söyleyecekler. Yaşamak istiyorsan Maske tak, ölmek istiyorsan, takmana gerek yok, zaten öleceksin…
Evet bu planlı programlı bir strateji, yukarıdaki maddelere bakarsanız zaten olması gereken onlar adına, mücadele edemezsiniz bunlarla, ve diğerlerinin söyledikleri hepsi hikaye. Bak adamlar, görmediğin bir şeyle vuruyorlar seni. Gördüklerin; yani Orta Doğuda yaşanan katliamlara ne yapabiliyorsan? Buna da ancak öyle davranabilirsin, bakabilirsin. Yani karşıdan bakarak.
Siz siz olun sadece kendinize iyi bakın. Maskenizi takın ve oyunlara kanmayın.
Davos’ mu?
Senin kanını içmek ve seni yok etmek için planların yapıldığı gizli yer. Maske takın, Atatürk İlke ve İnkılaplarına sıkıca sarılın ve kış geliyor, kendinizi koruyun.
Gerisini zaman bırakın. Unuttum; ‘Anı’ yaşayın…
Maske kullanın, hijyen şartlarına uyun, ama bu yapılanlara yazılanlara hatta sosyal medyada ‘Maske Takmayacağım, Nefes Alamıyorum diyenlere uyumayın/uyumayın…
Dikkatli olun. Sağlıcakla kalın.
canemregundem.com